Zvyagintsev sinemasında yabancılaşma ve ‘Sürgün’

Sürgün (Izgnanie), Rus yönetmen Andrey Zvyagintsev’in 2007 yapımı, yönetmenlik kariyerinin ikinci filmi. İki çocuğu ile büyük babalarından kalan bir evde, doğada yaşam sürmeye başlayan bir aile. Vera üçüncü çocuğuna hamiledir ve bunu eşi Alex ile paylaşır ve bu çocuğun ona ait olmadığını belirtir. Filmin bir yarısı, Alex’in içinde bulunduğu durum, ne yapacağına karar verememesi, abisi ile olan konuşmaları, Vera’ya olan öfkesi, sonunda eğer kürtaj olursa onunla devam edebileceğine yönelik kararı, Vera’nın kürtaj olması ve kürtaj sonucu ilaç içerek intihar etmesi üzerine. Diğer yarısı ise flashbackler ile izleyiciye aynı hikayenin başka bir perspektifini ortaya koymak üzerine. Filmde Vera’nın içinde bulunduğu ataerkil aile yapısı, dayatılan roller onu varoluşsal bir depresyona sürüklemiş gibi görünüyor. Çocuklarına olan yaklaşımında, eşi olan ilişkisinde, aile dostları ile olan konuşmalarında, hamileliğini öğrendiği anda ve hemen hemen tüm film boyunca Vera’nın depresif duygu durumu göze çarpıyor. Vera, bir çocuğa daha sahip olmak isteyip istememe özgürlüğünü, ve özgürlüğündeki sınırları biri sonuçlanmamış iki intihar girişimi ile deneyimliyor. Alex’in Vera’nın içinde bulunduğu varoluşsal depresyonu okuyamamasına yönelik empatik geribildirim eksikliği, iletişimsizliği, onu kendi özenlliğine sahip bir kadın olarak görmek yerine kendisine ait bir eşya olarak görmesi, bir hata ile Vera’nın ve ondan olan bebeğinin hayatını kaybetmesine neden oluyor. 

Vera’nın, Alex’e bebeğin ona ait olmadığını söylediğinde ona söylemek istediği arkadaşı Robert ile olan konuşmasında açığa çıkıyor; 

‘Çocuklarımızın sahibi olmadığımızı düşünürsek… bir tek bize ait değiller, bizim ailelerimizin çocukları olmadığımız gibi, yalnızca onlara ait değiliz. (Alex’in) bize karşı bencilce bir sevgisi var, bir eşya gibi, yıllarca bu şekilde yaşıyoruz, böyle giderse her şey ölücek, dünyaya cansız bir varlık getirmek istemiyorum… nasıl anlatabilirim ki?

Jacques Dufour’un babalık işlevine ilişkin“Aslında baba, annenin düşüncesinde yoksa ya da çağrısına cevap vermiyorsa, korkutucu bir durum olduğunda müdahalesini kaba kuvvete indirgiyorsa, eğer anne-baba konumunu almakta yetersizse, bu tip bir baba düşmanca bir yabancı olarak kalacaktır ve ilk ruhsallığa tehlikeli bir gölge olarak kaydedilecektir.” sözü Vera ve Alex arasındaki yabancılaşmaya ve filmin sonunda görülmeyen fakat çocuklar açısından da olası bir yabancılaşmayla deneyimlenecek babalık işlevini anlamamıza ışık tutuyor. 

(Psikesinema, 2018 Haziran, PS dosya: Babalık)