Annelik: Tavşan besleyen havuç da yetiştirmelidir

‘Tavşan besleyen havuç da yetiştirmelidir’

Oruç Auroba, Uzak, Tavşan besleyene kılavuz.

Annelik sadece gebe olmak, hayat vermek, doğurmak ve bakım vermek olmasa da; bir canlı ile birlikte olmak, onunla keşfetmek ve en temelde onun hayatta kalmasına ilişkin sorumluluğu üstlenmek demektir. Hamilelikten itibaren annenin tüm hayatını değiştiren ve zenginleştiren ve onun yeni tecrübelere açık olmasını zorunlu kılan bir süreç. Kimi zaman hamilelik, kimi zaman doğum, kimi zaman da annenin kendi sürecine ilişkin kişisel doğumu annenin önceliklerini ve tercihlerini yeniden gözden geçirmesini sağlar. 

‘Tavşan besleyen, – kendini de dünyayı da tanımayan – bir varlık ile birlikte varolmayı öğrenmelidir – aslında, kendisi de, ne kendini ne dünyayı pek tamyamamışken – onu da’…

ORUÇ AUROBA, Uzak, Tavşan besleyene kılavuz.

Bebek, yaşamının ilk dönemlerinde güvende olduğunu ve ihtiyaçlarının karşılanacığını belirli aralıkla teyit etme ihtiyacı duyar ve bu ihtiyacını ağlama ile gösterebilir. En temelde beklediği şey ihtiyaçlarını eksiksiz ve hızla karşılayan bir bakımverendir. Bu ihtiyaçlar hem fizyolojik ihtiyaçlar hem de dokunulma, sıcaklık ve güven gibi bağ kurma ile ilgili ihtiyaçları da içerir. 

‘Tavşan besleyen, yalnızca sıcaklığı ve kalp atışına ‘tav’ olan bir canlının sıcaklığı ve kalp atışına da alışmalıdır’.

‘Tavşan besleyen, yiyecek verdikten sonra kendisiyle hiç ilgilenilmemesine de alışmalıdır–tavşanının temelde ilgilendiginin hiç de kendisi olmadığını bilerek’…

ORUÇ AUROBA, Uzak, Tavşan besleyene kılavuz.

Annenin çocuğunun beklentilerine uyum gösterme ve ilişki kurma becerisi hem bebeğe yönelik beklentileri, inanışları hem de çevresel faktörlerin uygunluğu ile ilgilidir. Doğum; anne için imgesinde var olan yavru ile gerçekte karşılaştığı yavru arasında kaçınılmaz olarak var olan farklılığın deneyimlenmesi anlamına gelir. Bu deneyim, – her ne kadar yenidoğan ihtiyaçları ve refleksleri benzer de olsa- bebeğin mizacı, beklenenden erken ya da geç doğması, bebeğin doğum şekline olan etkisi, memeyi isteyip istememesi ve fiziksel özelliklerine kadar pek çok açıdan bir öteki ile karşılaşmanın verdiği bir zorluktur. Hamileliğin son dönemlerinden itibaren başlayan ve doğumdan sonraki ilk aylarda da süregelen annenin yavrusunu hayatta tutma çabası ile içinde bulunduğu birincil annelik tasası başlar. Bu süreçte anne yavrusunun hayatta kalması için hem bebeğin hem de bebeğe ilişkin kendi duyumlarına aşırı hassasiyet gösterir. Bebeğin 0-2 ayı içeren normal otistik evreyi tamamlaması ile annenin aşırı hassasiyeti gerçekçi ve normal bir hassasiyete yerini bırakmaya başlayacaktır.

‘Tavşan besleyen, kendisinin taleplerini ancak çok sınırlı ve çok yavaş bir biçimde öğrenecek; ama kendi talepleri kesin ve tam olan bir canlı ile ilişki içinde olmaya da hazırlanmalıdır–bunun hiç de bir ‘ilişki’ olmadığını bilerek’…

‘Tavşan besleyen, evinin içindeki bütün geliş-gidişlerini, gerçi hiç bir yargıda bulunmadan, izleyen; ama, sürekli üzerinde tuttuğu gözüyle çok temel bir talepte bulunan, bir canlı ile birlikte yaşamayı – onun varlık talebini hesaba katmayı da, öğrenmelidir’.

‘Tavşan besleyen, bir gün, tavşanını artık ele-avuca sığmaz bir hale gelmiş bulmaya da hazırlamalıdır kendini: giderek büyüyüp, başlangıçtaki sevimliliğini yitirmesine; taleplerinin ve etkinliğinin, artık başedemediği -başedemeyeceği-; yalnız başına, evinde, sağlayabileceği koşulların yetersiz kalacağı – ve, o koşulları -sağlama -gerçekleştirme çabalarının da hep anlamsızlıklara gelip dayanan -dayanacak- boyutlara varmasına’…

ORUÇ AUROBA, Uzak, Tavşan besleyene kılavuz.

Dr. Tubanur Bayram Kuzgun (Psikeart, Annelik, 2018 Mayıs )

1 yorum

  1. Bu yazınızı çok seviyorum. Bana Oruç Aurobayı sevdirdiniz.

Bu yazı yorumlara kapalı.