Siyah Kuğu

25 Şubat 2011 tarihinde gösterime giren Siyah Kuğu (Black Swan) Natalie Portman’ın başrolde yer aldığı, Darren Aronofsky’nin yönetmenliğini yaptığı ve dissosiyatif yaşantıların çarpıcı bir görsellikle ortaya konduğu önemli bir film. Nina, oldukça yetenekli, prestijli bir bale okulunda eğitim almaktadır ve annesi ile birlikte yaşar. Anne Erica’nın ayrışmaya izin vermeyen aşırı kontrolcülüğü, Nina’nın bale okulunda yaşadığı aşırı stres ve rolünü kaybetme korkusu, kusursuzluk arayışı, kontrolü bırakmadaki güçlüğü Nina’nın sahip olduğu dissosiyatif özellikli obsesif yapıyı anlamamıza olanak sağlar. 

Filmde, bale okulunda yönetmenlik yapan Thomas ‘Kuğu Gölü’ oyunu için ‘Kraliçe Kuğu’ rolüne bir balerin seçecektir. Seçeceği balerinden beklediği, hem beyaz kuğu hem de siyah kuğuyu tek bir oyunda, tek bir kişilikte, tek bir yüzde sırası ile sergileyebilecek bir karakterdir. Oyunun konusu şu şekildedir: 

‘Temiz, masum, bakire bir genç kız… Bir kuğunun bedeni içinde hapis kalır. Özgür kalmak ister ama bu büyüyü ancak gerçek aşk bozabilecektir. Bir prens aşka gelince muradı gerçek olacak gibi olur. Ama tam Prens aşkını açıklayacağı sırada şehvetli ikiz kardeşi Siyah Kuğu gelir ve Prensi baştan çıkarır. Kahrolan Beyaz Kuğu kendini bir uçurumdan aşağı atar ve aradığı özgürlüğü ölümde bulur’.

Nina, beyaz kuğu rolünde oldukça iyidir çünkü doğası gereği masum, ürkek ve kırılgandır. Tam da bu rol için biçilmiş kaftandır. Yönetmen Thomas’ın siyah kuğu rolünden beklediği şey ise kendini özgür bırakan ve bir siyah kuğu gibi şeytani ve baştan çıkarıcı olan bir karakterdir. Her oyunu kusursuz olana kadar yapmış olan Nina kontrolü ve kendini bırakmakta iyi olmadığı için siyah kuğu rolünde zorlanacaktır.

Üç kadın karakter ve kaybedilmiş konumlar

Filmde Nina’nın etrafındaki üç kadın ve Nina’nın onlardan örtük şekilde çalmış olduğu konumlar dikkat çekmektedir. Birincisi, filmin başından itibaren göze çarpan anne Erica‘dır. Erica gençliğinde Nina gibi bale eğitimi almış fakat Nina’nın doğumuyla okulu bırakmıştır. Her ne kadar Nina’nın balerin olmasını istese de Nina’nın başarıları ona eski konumunu kaptırmış hissettirmiştir. Anne Erica, kendi hayatında sahip olamadığı ve sürdüremediği eksik konumunu Nina üzerinde aşırı kontrol sağlayarak kapatmaya çalışır. Erica, Nina’ya özel alan tanımaz, odasını kilitlemesini istemez, cinselliğini desteklemez, Nina’nın kıyafetlerini kendisi çıkartmak ister ve hatta tırnaklarını bile kendi keser. Nina’ya büyümeye ve ayrışmaya izin vermeyen şekilde davranmaktadır. Her ne kadar Nina’nın başarılarını destekler görünse de; sahneye çıkacağı sabah, Nina’nın ona karşı gelmesi ve geceyi Lily ve sonrasında bir erkekle ile geçirmesinden ötürü yönetmeni Thomas’ı arayıp Nina’nın oyunu oynayamacağını bildirmiştir. 

İkincisi,  önce yönetmen Thomas’ın eski gözdesi olan ve istemeyerek bale okulundan emekliliğe ayrılan Beth‘tir. Beth’in ayrılmasından sonra Kuğu Gölü oyunu gündeme gelir ve Nina bu role seçildikten sonra Beth, kusursuzluğunu Nina’ya kaptırmış hisseder. Nina’nın diğer balerinler arasından Kraliçe Kuğu rolüne seçilmesini Thomas’ın yanına giderek konuşması ve ne kadar istekli ve kararlı olduğunu göstermesi sağlamıştır. Nina, Beth’in rujunu ve bir kaç eşyasını habersiz bir şekilde odasından almıştır. Beth’in rujunu sürerek Thomas ile konuşması sembolik olarak anlamlıdır. Thomas, Nina’dan beklemediği bu girişimlerden etkilenir ve onu bu role seçer. Beth ise kusursuzluktan hiçliğe salınmıştır. ‘Kusursuz değilsem hiçim’ bakış açısıyla bir gece aşırı alkol alıp bir arabanın altında kalmış, ölmek istemiş fakat ölmemiştir. 

Üçüncüsü Kraliçe Kuğu rolü için Nina’nın yedeği olan karakter Lily‘dir. Lily siyah kuğu rolünde oldukça iyidir. Film boyunca, Nina’nın rolünü türlü oyunlarla çalmaya çalışır. Çünkü o da Nina’ın yedeği olarak en az onun kadar iyi ve hayalindeki konumu kaptırmış hissetmektedir. Oyunun sahneleceği günün gecesinde Nina’ın evine gelir ve dışarı çıkıp bir şeyler içmeyi teklif eder. Annesinin itirazlarına rağmen Lily ile bir barda eğlenmeye başlarlar. Lily ona uyuşturucu hap teklif eder, Nina başta istemese de Lily, Nina’nın bardağına hapı atar. Bu sırada barda tanıştıkları iki erkekle geceye devam ederler. Nina’nın oyunun sahneleceği gece Lily ile çıkmayı kabul etmesi, siyah kuğu rolü için sergilemeye çalıştığı kontrolü bırakmış ve özgür bir ruhsallığı inşa etme çabası olarak görülebilir. Nina için Lily, kişiliğinde temas edemediği siyah kuğu olduğundan Lily’e yakın olma ile Lily’e rolünü kaptırma korkusunu bir arada salınır.

Dissosiyatif yaşantılar ışığında beyaz kuğu ve siyah kuğu

Nina, oyunda beyaz kuğunun ikizi olan siyah kuğuyu çeşitli dissosiyatif yaşantılar ile açığa çıkarır. Filmde yer yer dikkat çeken Nina’nın omzundaki tırnak izleri, Nina’nın siyah kuğunun kanatlarını tırnaklayarak çıkarma çabasının sembolik gösterimidir. Fakat Nina aynı bedende ve kişilikte barındırmaya çalıştığı iki kişiliğin diğeri olan siyah kuğuyu Lily’de görür. Lily’de gördüğü şey bir anlamda ondan çalınmış ya da eksik olan öteki ikizidir. Lily ile bütünleşmek, siyah kuğu ile bütünleşmek, yaşadığı stresi azaltmak ve bölünmüş kişiliğini onarmaktır. Bu arzu ile Nina oyunun sahneleceği günün gecesinde aşırı alkol tüketimi ve kullandığı hapın etkisiyle de Lily ile birlikte olduğu ile ilgili bir rüya görür. Film boyunca yolda yürürken yanından geçen bir kadının yüzünde, çeşitli zamanlarda Lily’de, duvardaki portre resimlerinde, küvette ya da oyunun sahnelendiği esnada, şeytani ikizi olan siyah kuğuyu dissosiyatif şekilde yaşantılar.

Kuğu Gölü oyununun sahneleceği sabah Nina sızmıştır haldedir ve uyanamaz. Annesinin Thomas’ı arayıp Nina’nın gelemeyeceğini söylemesine rağmen Nina apar topar gösteriye gider ve oyuna yetişir. Oyunun ilk perdesi olan beyaz kuğu rolünde Nina herkesi hayal kırıklığına uğratır. Oyun sırasında balerinlerden birinin yüzünde siyah kuğuyu görür, dikkati dağılır ve düşer. İkinci perde için kulise hazırlanmaya gittiğinde rolünü çalmaya çalışan Lily’e rolünü kaptırmamak için saldırır. Onu öldürmek için karnına cam parçası saplar ve onu banyoya kapatır. Gerçek anlamda şeytani ve şehvet dolu siyah kuğuya dönüşmüştür ve bu ikinci perdede siyah kuğu rolünde mükemmeldir. Üçüncü perdede ise siyah kuğu tarafından rolü çalınmış olan beyaz kuğuyu tekrar canlandırıp intihar edecektir. Oyunu kusursuz şekilde tamamlar fakat oyun bittiğinde sapladığı camın kendini kanattığını görülür. Öldürmeye çalıştığı Nina’nın beyaz kuğu kişiliğidir. 

Çoğul kişilikler, kişinin özellikle çocukluk çağında deneyimlediği şiddetli ve/veya sürekli cinsel, fiziksel ya da duygusal travmalara dayanır. Kişi travmatik yaşantılarını anlamlandıramadığı ve sindiremediği durumda ruhsallığını işlevsel olarak bölerek bununla baş edebilir. Dolayısıyla çoğul kişilikten söz edebilmek için kişinin host (ev sahibi) kişiliğine ek olarak karşı koyamadığı ve stresin arttığı durumlarda dramatik şekilde kontrolü ele alan alter (alt) kişi/kişiliklere sahip olması gerekir. Nina’nın tanısal olarak çoğul kişilik bozukluğuna sahip olduğunu söylemek mümkün olmasa da Siyah Kuğu filmi ve Nina’nın sahip olduğu dissosiyatif semptomlar üzerinde düşünmeden çoğul kişilikleri anlamak eksik kalacaktır.

Filmde Nina’nın çocukluğuna ya da babasına dair bilgi verilmese de Nina’nın sahip olduğu dissosiyatif yaşantıların, annenin ayrışmamaya olan direncine Nina’nın kendi içinde bölünerek baş etmesi olarak görülebilir. Çoğul kişiliğe ya da dissosiyasyona yol açan travmalar her ne kadar somut olarak tanımlanan ve ahlaki olarak  desteklenmeyen şiddet ya da istismar türlerinden oluşsa da, bazen de kişinin bir sıkıntı ile katlandığı ve aynı zamanda anlamlandıramadığı, kendilik nesnesi sınırlarındaki belirsizliğe yol açan duygusal istismar türleriyle de oluşabilir.

(Psikesinema, 2017 Haziran, Sayı:11, PS DOSYA: SİNEMADA ÇOĞUL KİŞİLİK BOZUKLUĞU SİYAH KUĞU )